- yaşlık
- بللسقطسقيطندى
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
yaşlık — is., ğı Yaş (II) olma durumu, ıslaklık Nem elbisenize işlemiştir, yaşlığında deniz suyunun tuzlu tadı ve yapışkanlığı duyuluyor. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
BELEL — Yaşlık, rutubet, ıslaklık. * Zafer, galibiyet.* Mihnet, keder, üzüntü. * Mücadele, kavga. * Hastalıkdan iyileşen. * Düşkünlük … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BİLLE — Yaşlık, ıslaklık. Çiy dedikleri rutubet ki sabah vakitlerinde olur … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HÖL — Yaşlık, nem, rutubet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LESAK — Yaşlık, ıslaklık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NEDAVET — Yaşlık, ıslaklık, nemlik, rutubet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NEDVE — Yaşlık, nemlilik. * Meşveret etmek. Bir işi hakkında görüşmek. * Konuşmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
RUTUBET — Yaşlık, nem, ıslaklık. * Havadaki veya yapı içindeki nem … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çıylatmak — ıslattırmak, at terletmek, II, 310bkz: çılatmak toprakta yaşlık, yaş III, 207 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ölişmek — nemlenmek, yaşlık yayılmak I, 189 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sükül — siğil III, 301 sül ette ve ağaçta olan yaşlık ve tazelik I, 1, 356; III, 134, 369 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini